1. GÜN / TAHRAN
Gülistan Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Moghaddam Müze Evi, Tahran Kuzey Çarşısı, Pehlevilerin Sarayı, Saad Abad Sarayı, Tabiat Köprüsü, İranmall
Başkent rotamıza başlıyoruz. Öncelikle Gülistan Sarayı. Bu saray 7 Kajar şahı ve 2 Pehlevi şahının taç giydiği saraydır. Ayn, duvar ve çini işlemeleri ile ün salan bu saray, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan eserlerden biridir.
Gülistan Sarayı’ndan sonra Tahran Arkeoloji Müzesine gidiyoruz. Bu müzede İslamiyetten çok önce ve sonrasındaki eserler ile karşılaşacağız.
Sonraki rotamız Mohsen Moghaddam müze evi. Mohsen Moghaddam İranlı ressam ve önemli bir arkeologdur. Artık milli miras ilan edilen ve müze olarak hizmet veren Mohsen Moghaddam müze evi mimarisi ile size büyüleyecek.
2. GÜN / TAHRAN
Otelimizden çıktıktan sonra bizleri bekleyen özel aracımız ile öncelikle Pehlevilerin Sarayına uğrayacağız. Burada Pehleviler’in yaşamları ve hikayeleri hakkında güzel bir anlatım sizleri bekliyor. Bir sonraki durağımız ise 54 oda ve 10 ağırlama salonuna sahip, 5 yıl içinde yapımı tamamlanan planı İran ve Rus mimarları tarafından tasarlanmış, iç mimarlığı ise dönemin ünlü mimarları tarafından yapılmış olan Saad Abad Sarayı. Sarayın içindeki halılar dünyaca meşhurdur ve binanın yer alan en büyük halı 145 metrekaredir
Daha sonra Tahran’ın tarihi Kuzey Çarsısı’nı gezeceğiz. 200 yaşındaki bu çarşı, İran’ın milli miraslarından biri olarak ilan edilmiştir. Bu çarşı kalbinde sakladığı sebze ve meyve hali ile, ve halin etrafında dizilmiş 400 mağazası ile Tahranlıların vazgeçemediği çarşılarından biri.
Turumuzun bu kısmında Sinema Müzesi yakınlarında bir mola vereceğiz. Dileyen misafirlerimiz bu mola süresinde dinlenebilir, dileyen misafirlerimiz ise Sinema Müzesini gezebilirler.
Daha sonra genç mimar Leila Araghian tarafından tasarlanmış ve kendisine “En iyi tasarım” ödülünü kazandıran Tabiat köprüsünü panoramik olarak göreceğiz. Tabiat Köprüsü, batısında ve doğusunda bulunan orman tadındaki iki parkı birleştiren 3 katlı yaya köprüsüdür.
Tabiat köprüsünden sonra Cundişapur Kütüphanesine gideceğiz. Cundişapur kütüphanesi adını Sasani döneminde kurulmuş olan üniversiteden alıyor. Günümüzde tasarımı ile İran’ın en önemli ve en göze çarpan kütüphaneleri arasında yer alıyor.
3. GÜN / TAHRAN-KAŞAN-İSFAHAN
Kaşan Fin Bahçesi, Tabatabai Evleri, Abyane Köyü, İsfahan
Artık İran’ın kuzeyine doğru yola çıkma zamanı. Ancak İsfahan’a varmadan önce iki durağımız daha var, Kaşan. İran’ın antik kentlerinden biri olan Kaşan’da, İran Bahçeleri kategorisindeki en önemlilerinden birini ziyaret ederek devam ediyoruz yola, Fin Bahçeleri… Fin Bahçelerinde Pers mühendisliği hakkında biraz konuştuktan sonra, bu kez koynunda biraz hüzünlü bir aşk hikayesi saklayan Tabatabai Evlerine gideceğiz. Tam bir Pers mimarisi ile karşılaşacağımız bu evlerde, alçı işlemeleri, ayna işlemeleri, rüzgar kuleleri, yazlık ve kışlık odaları, nefis bahçesi ve eyvanıyla görenleri kendine hayran bıraktırıyor. Bir sonraki durağımız ise Kırmızı Köy olarak bilinen, içinde halen Sasanilerden ve Selçuklulardan kalma eserler barındıran Zerdüşt köyü Abyane.
4. GÜN / İSFAHAN
Antik Siosepol Köprüsü, Atik Camii, Çehel Sütun Sarayı, Lütfullah Cami, Nakşi Cihan Meydanı
İsfahan : Nısf-i Cihan (İsfahan, Dünyanın yarısı).
Bu antik şehirdeki ilk durağımız, Safavi döneminde inşa edilmiş, Zayenderud nehrinin iki yakasını bir araya getiren, “Siesepol” yani 33 kemerli antik köprü.
Milattan çok önceden başlayıp İslamiyetten sonrasına kadar uzanan İran mimarisinin en önemli eklektik yapılarından biri olan Atik Camii ziyaret ile turumuza devam ediyoruz.
İsfahan’a şöyle bir uğramaya gelen, ve lakin İsfahan’ın güzelliğine vurulup o şehirde senelerce yaşayan, evlenen, çocuk sahibi olan ve hatta İsfahan’da defnedilen pek çok dünya gezgininin izlediği rotayı biz de izliyor olacağız. 80.000m2 büyüklüğünde bir alana yayılan Nakşi Cihan meydanını, kubbesi ile turkuaz ve sari renkleri ile içeri girenleri büyüleyen Lütfullah Camiini, Çehel Sütun Sarayını ve o kocaman meydanın sanki gerdanına inci misali dizilmiş kapalı çarşısını biz de gezeceğiz.
5. GÜN / İSFAHAN-YAZD
Meybod Sasani Kalesi
Sabah Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan, “Çöl Gelini” lakaplı Yazd şehrine doğru yola çıkacağız. İsfahan’dan yola çıktıktan sonra ilk durağımız Meybod.
Meybod’da Sasani İmparatorluğu’nun en güzel eserlerinden biri olan Narin Kale’yi göreceğiz. Burada bir mola verip Sasani İmparatorluğu hakkında konuşacağız. Sosyolojiden ekonomiye, mimariden devlet geleneğine, şehircilikten tarım ve bilime İran’ı günümüze kadar nasıl etkilediği ve başka hangi toplumlarda iz bıraktığı hakkında sohbet edeceğiz.
Bir sonraki durağımız Zerdüşt Ateş Tapınağı. Kutsal Ateşi gördükten, Zerdüştlüğün İran edebiyatına ve mitolojisine olan büyük etkisini konuştuktan sonra, bu kez rotamız Fahadan Kerpiç Kasabası…
Bu kasabayı dolaşırken çöl iklimindeki önemini, mimarisini ve koynunda sakladığı cevherleri hakkında konuşacağız. Ara sokakları dolaşırken, bir kerpiç eve girip, çatısında çay molası vereceğiz.
Sessizlik kuleleri veya Farsça adı ile Dahmeler, diğer Yazd durağımızın adı. Zerdüşt ayinine göre ölüler hangi ritüeller ile ebediyete uğurlandığını Sessizlik Kulelerinde konuşacağız.
6. GÜN / YAZD-ŞİRAZ
Persopolis, Nakş-i Rüstem, Narenjestan Sarayı, Saadi Şirazi'nin Bahçesi, Nasirol Molk Camii, Vekil Hamamı, Vekil Pazarı, Hafız-ı Şirazi’nin Bahçesi
Yazd şehrinden ayrılarak, özel aracımız Şiraz kentine doğru hareket edecek. İlk durağımız Pers İmparatorluğunun başkenti ve UNESCO Dünya mirasları listesinde yer alan Persopolis Antik kentine doğru hareket edeceğiz. Persopolis şehri, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Burası eski dönem antik kentler arasında sıra dışı bir yerleşim alanıdır. Bugün, burada Büyük Merdivenler, Apadana Sarayı, hükümdarların önemli politik kararları verdiği Tripylon, Haremsara Müzesi, Hazine ve Yüz Sütun Sarayı’nı ziyaret ediyoruz. Pers İmparatorluğu'nun başkenti olan Persepolis, MÖ 6. yüzyıl sonlarına doğru Pers Kralı I. Darius (Dara) tarafından kurulmuştur. Darius'dan sonra tahta çıkan I. Serhas (Xerxes) ve Artakserkses (Ardaşir) şehri büyüterek harika anıtlarla doldurmuşlardır. Persepolis Saray, Tören Salonu ve Kral Mezarları bölümünden oluşmaktadır. Persepolis'te kral sarayları taşıma toprakla yapılan, tepesi 473 metre uzunlukta, 86 metre genişlikte ve 13 metre yüksekliği olan yapay bir tepe üzerinde bulunmaktaydı. Sarayların bulunduğu bu taraçaya iki geniş merdivenle çıkılıyordu. Merdivenlerin yan duvarları kabartma heykellerle doludur. Kserkses'in taht salonunda, her biri 20 metre yükseklikte olan ve üzerinde 2 metre yükseklikte başlıkları olan 100 sütun bulunur. Başlıklar boğa ve insan şeklinde ve sarayın iki büyük sütunla tutturulan kapısının yüksekliği 11 metredir. Kapıdaki sütunların önünde, yüzleri insan şeklinde olan iki boğa heykeli vardır.
Persepolis'teki ziyaretlerimizin ardından Nakş-ı Rüstem antik şehrine gidiyoruz. Nakş-ı Rüstem, (Kaya Mezarlar) İran'ın Fars eyâletinde bulunan Persepolis'ten 12 km kuzeybatıda bulunan bir arkeolojik sitedir. Fars mitolojisi kahramanı Rüstem'i tasvir ettiği düşünülen, anıt mezarların altlarındaki Sasani oymaları sebebiyle Nakş-ı Rüstem "Rüstem'in Resmi" denilmiştir. Nakş-ı Rüstem'de, Akameniş krallarına ait yedi adet mezar vardır. Üzerindeki yazılar açık şekilde bir tanesinin I. Darius'a ait olduğunu belirtir. I. Darius'un yanında, üç tanesinin, I. Xerses, I. Artaxerses ve II. Darius'a ait olduğuna inanılır. Persepolis'in arkasında tamamlanmış şekilde bulunan iki mezar da büyük ihtimalle II. Artaxerses'e ve III. Artaxerses'e aittir. Bitmemiş bulunan bir tanesi, en uzun iki sene hükümdarlık yapan Arses'e, ama daha kuvvetli bir ihtimalle Büyük İskender tarafından düşürülen son Akameniş hükümdarı III. Darius'a aittir. Nakş-ı Rüstem'de mezarlara ilaveten, mezarların alt kısmında, Sasani krallarına ait olan yedi adet devasa kaya oyması bulunur.
7. GÜN / ŞİRAZ
Şiraz şehrindeki ikinci günümüzde ise ilk olarak dünyada pembe camii olarak bilinen Nasirol Molk camiine gideceğiz.
Işıklarla raks eden renkleri gördükten sonra, rotamız Narenjestan Sarayı. 19. yüzyılın sonlarında, o dönemde Şiraz'ın önde gelen isimlerinden olan Qavam ailesi için inşa edildi. Karmaşık çini işçiliği, güzel vitray pencereler ve portakal ve ekşi portakal (Farsça naranj, bu yüzden Naranjestan olarak da anılmasının nedeni) gibi narenciye ağaçlarıyla dolu iyi korunmuş bahçeleri ile geleneksel Pers mimarisinin bir örneğidir.
Gezimize Zend hanedanı döneminden yadigar kalan Vekil Hamam ve Vekil Kapalı Çarşıyı görmekle devam edeceğiz. Yine bir İran mimarisi şöleni daha… Akşam üzeri ise İran klasik dönem edebiyatının zirvesi olarak bilinen Hafız-i Şirazi’nin o doyulmaz bahçesine gideceğiz. Bu büyük İranlı şairin dünya edebiyatına nasıl bir etki bıraktığını konuşacağız; Hafız Bahçesi’nin o nefis ortamında… Vaktimizin el vermesi durumunda ayrıca Pars müzesi ziyareti gerçekleştireceğiz.
Şiraz gezimizi tamamladıktan sonra akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz ve ardından Türkiye uçuşumuz için Şiraz havalimanına hareket ediyoruz.